Tunç-el
O büyük katliamdan sonra
dalga geçer gibi
değiştirdiler adını
"Tunç-El"i
oysa üzerine yağan kurşunun ham-kardeşiydi...
dünyanın ilk kadın savaş pilotu bir ünvandı
genç bir kız bu ünvanı,
senin üzerinden geçerek aldı
1913'lerde bir bebekti, adı Sabiha
daha sonra Gökçen oldu,
bir havalimanına onun adı kondu
yaşını 78'den 54'e indirdiler Seyyid Rıza'nın
cebinde 40 lira parası vardı
ha bir de saati
oğlu Hüseyin'e verilmelerini istedi
17 yaşında sandığın oğlun 21 yaşında dediler
önce beni asın dedi
40 lira para
ha bir de saat
kim bilir kimin zimmetine geçti...
ve Seyyid Rıza celladını iterek
yürüdü dar-ağacına gözleri kapalı
feleğin sandalyesine vurmadan önce silleyi
meydan doluymuş gibi bağırdı
O tek dizelik destanını
?Evladı Kerbalayıh. Günahsızız. Ayıptır, zulümdür, cinayettir'
***
yanıp sönüyor imleç,
ve beyaz ekran kelime bekliyor benden | | | | |
Şiirin özüne dönelim yukarda yazdığım yorum sehven yapılmış başka bir şiireydi ? belirtir ve düzeltirim,
şirin aslına dönünce evet konuyla danışmak yeni değil Şekillenirken Vatan sancılar ağır olmuştur bu gün yüzleşmek zamanı yanlışıyla doğrusuyla bölünmeden parçalanmadan yaralar sarılmalı kaşıyarak kanatarak değil o günkü durum pozisyon taraf olarak değerlendirilmemeli ortak payda bütünü koruma hep beraber kardeşçe suçlamadan Tunç-elle değil şefkat eli olmalıdır biz onlar diye olaya bakarsak isyanlar kaçınılmaz önlemlerde acı olur ,😙
Evladı Kerbalayıh. Günahsızız. Ayıptır, zulümdür, cinayettir'
Güçlü bir kurgu güzel bir anlatım emeğe yazılmış tebrikler kaleme😙