Üç Günlük Zaman Dilimi

İlk günüm, seninle başladı
Gözlerinin yeşilliğinde kaybolduğum an
Yeniden doğmuş gibiydim
Günahsızdım sanki
Tüm günahkarlara caka satan
Bir ak kaşığa girmiştim
Kapkara bedenimle

İkinci günüm seni özlemekle başladı
Yüreğimin ıssız ve tenha yerlerinde saklandın
Bulamıyorum seni, sanki kaybolmuşsun gibi
Halbuki bildiğim halde gelemiyorum yanına
Dokunamıyorum tenine
Korku değilde , kaybolunmuşluk gibi
Hiçlik gibi bir haldeyim
Saatler durdu derken , yelkovanın haykırışları
tik tak tik tak tik tak ...
Usul usul beynime işliyor.
Hudutsuz olmadığımı ,
Zamanın durmadığını ,
Öğreniyorum ,yavaş yavaş
Bu günüm böyle geçiyor
Üçler aleminde ,
Gönlü enkaz altında yardımı bekleyen
Yorgun düşmüş bir adam olarak.
Vurgun bakışların geliyor aklıma
Vurgun yemiş olan benken
Seyre dalıyorum aşkı
Kendimi kaybetmişken

Üçüncü güne başlamaya hazırlanıyorum
Burnumda o özlem kokusu
Derin bir nefes alıyorum
O buğday tenli kokunu
Yeşil gözlerindeki o hal aklıma geliyor
Hasretin adını koyamıyorum aklıma
Tam ucunda diyecek , diyemeden yutkunuyorum
Üzgün olduğumu ,
Bir çare kaybolduğumu
Kopukluklar alemindeyim
Ömür üç gün
Ve ben üçüncü günümdeyim
Sensiz cennet bile bana hicran
Yıksan da gelsen şu tabuları

***
Aklıma gelişlerin oluyor
Ardından öfkeli gidişlerin
Geldi mi uzun süreli kalışların oluyor
Bu sefer kalacak derken
Ömürün son gününe ayak basmışız
Gel demekten yoruldum desem de
Gel , yürek kargaşalar okyanusuna yelken açmadan
Damla damla dökülen yaşlarıma
Çare ol da gel
Gel artık
Dön gel artık
Arş titreyişe geçsin de öyle gel
Bir zelzele tutsun beni
Bedenim yere yıkılmadan gel
Son demleri bu şairin
Zaman ölümü geçmeden gel
Vuslat kalmasın ahirete
Kuşların cıvıltısı solmadan gel
Elimi tutup bir daha bırakmayacaksan
GEL ...
Ve bir daha gitme ,
Ben gitsem bile ...