Yağmur Niyetine

hiç örselenmeden çıkabilir miyiz
şiddetin kol gezdiği akıntının içinden...

çok uzun bir yol bu
gayya bu
ışıkların bile kör olduğu
çorak ins havzası.

çıkabilir misin ırgalanmadan
palyaçonun istilacı gülüşünden

beni olduğum gibi kabul et
çok derinlerimde tutunduğum
kocaman kayalarım var benim
çalkantı boyunca biricikliğine inandığım
eyvallahlarım...
küçük çakıl taşlarım var
tesbih tesbih çekmekten eprimiş...

bana en uzun anını anlat içinde sen olsun
kıyameti uzak olsun.
hiç bir şeyine bağlanmaya sakındığım zaman
gayrı meşru zan olsun...

dumur bir aforizmanın resmi
sarı siyah resimlerde gördüğüm.
yüzüne bak
arada bir başını okşa
kendi yarattığın yalnızlığının.
tapın haşa tenhalığına
senin kuş kanadı yetmez ütopyaların var...

birinci kare...
bininci gecesi gelmiş ve masal kalmamış
şehzade...
hayal aynam boş...
çırılçıplak sözler
nağmeler inil inil kaçışmış
rakkaseler bağ bozumu
fersiz meşaleler poz veriyor mahcup...

ikinci kare...
göze alınmaz yokluğu suküneti sarhoşluğun
kırmızı köpükler vurur badenin içinin kıyılarına
tavanların her bir köşesi kehkeşan simli örümcek ağları
sabadan bir nida
yada hazzan çanları...

üçüncü kare...
vakit
eşeysiz polenler
kendi yüzüme kapattığım son kapı
son sızısı hayalin
güneş girmeyen penceremden
güneyli çöl
dipsiz göl
dönendikçe kumla karışık nilüfer yağıyor
yağmur niyetine saçlarıma...

02 Kasım 2010 21 şiiri var.
Beğenenler (6)
Yorumlar