Balıklarla İmtihanım
Alabalık,uskumru,çipura, ringa,barbunya,kalamar,karides,midye,iskavrit,ıstakoz daha niceleri...Hepsi birbirinden lezzetli ve protein kaynağı.Denizlerimizin incileri ve nimetleri.Kiminin tutkusu kiminin korkulu rüyası çünkü bölgelere göre fiyatları cep yakıyor.Her ne kadar ateş pahasına olsalar da meze masalarındaki yerlerini koruyorlar "ben yoksam kafayı bulmak da yok."dercesine.
Benim sülalemde 'balık yememe'adeti var ben de zamanla bu adete uydum.Dedem,annem,teyzem,halam...Özellikle halamın balık yerken boğazına kaçtığı kılçık hala konuşulur.Hele annem bırakın balık yemeyi balığın kokusuna tahammül edemediği gibi başkası yerken bile bakamaz,o derece nefret etmiş,zaten balık lafını duydu mu yüzünü ekşiteye başlar.
Balık tutmaya karşı hevesim hiç olmadı bazen yağmurda bazen sabahın ayazında bazen güneşin kavurucu sıcağında oltasını denize atıp saatlerce bekleyenleri gördüğümde çok şaşardım.Beklemek,sabretmek ve denizin yosun kokusu onlara terapi olarak mı geliyor bilmiyorum.Balıkların büyümesi için denize kimse yem atmaz ancak avlamak için birbirleriyle yarışırlar üstelik denizin kirletilmesi için elinden geleni yaparlar.
Balığı hiç canım çekmez nedense kimini fareye benzetirim kimini yılana kimini hamam böceğine kimini kurtçuğa.Siz benim gibi bu benzetmelere takılmayın ve bol bol balık tüketin.