Bardakonya Cumhuriyeti
Evet, böyle ülke var mı yok mu diye hemen aklınızın bir köşesine mutlaka takılmıştır? Ya da yeni kuruldu ama Birleşmiş Milletlere üye olma aşamasında filan diye de düşünebilirsiniz... Bu bizim komşu devlet. Yok canım sınırımız yok, komşu derken, apartman komşusu...
Taşınınca komşuluk gereği evlerine gittik, davete icabet etmek gerekir. Hanımın mutfağında adeta bardaklar cirit atıyor. Nerede bardak gördüyse almış evine getirmiş. Çay bardakları çeşit çeşit, hakeza su bardakları da öyle, adeta bir renk cümbüşü... Uzun bardaklar ayrı, orta uzunlukta ki bardaklar ayrı, onlardan biraz kısa bardaklar ayrı...
Ne güzel bir atasözüdür ’’Bardakları bardak yapan üstündeki camdır, bardak yere düştü mü kırılmazsa o zaman güzel bir bardaktır.’’ Salladım işte, siz de inanmadınız zaten, böyle bir ata sözü yok tabi ki...
Komşular daha da yeni evli sayılırlar, dört beş senelik. Allah Allah dedim içimden, ama soramıyorum da... Niye bu kadar bardaklara yatırım yaptınız diye... Aman neyse ne canım, bize ne, kendi zevkleri, kendi paralarıyla alınan eşyalar neticede...
Allah var bizde olsa bu kadar bardak hanımla aramızda kavga çıkar. Ben O’na ’’Niye bu kadar bardak aldın Hatun ?’’ diye çıkışırım, O da bana ’’Sus sen anlamazsın filan’’ der, sonra gireriz birbirimize, hadi işin yoksa mahkemeye git boşanma davası aç. Hakim sorar ’’Ne diye ayrılmayı düşünüyorsunuz?’’ Ne cevap vereceğiz Hakimime? Vallahi hakim bey su içeceğim o kadar çok bardak var ki ev de hangisi ile içeyim diye kafam karışıyor, bağırıp çağırıyor, kızıyorum hanıma...
Allah’tan bizim evde bunlarınki kadar bardak yokta, o bakımdan çok şanslı sayılırız. Yoksa al başına derdi, belayı... Biraz oturduktan sonra, geç oldu bayağı, Bardakonya Cumhuriyetinden, kendi cumhuriyetimize doğru yol aldık, yol aldık dediysem, üst kattan alt kata işte anlayın... Allah var iyi komşular, bardak ile ilgili kısımları bizi ilgilendirmez...