Çenebazın Aşkı
Aşçılar ile garsonlar,Galatasaray ile Fenerbahçe taraftarlarına benzer birbirlerinden hiç hoşlanmazlar;örneğin aşçının özene bezene hazırladığı yemeği,garsonlar servis yapar,kendi yapmışçasına dil dökerek müşterilerden aldığı bahşişi cebe atar,sonra da gelip aşçılara hava atarak sinir bozar.
Bazen de aşçıları yeteneksiz olmakla suçlarlar ancak "geç,yap,"deyince hiç oralı olmazlar çoğu yumurta kırmasını bile bilmez.
Bizim pide ustası çenebaz,artık aşık oldu mu desek,kandırdı mı desek,yıldırım aşkı mı desek,yaz aşkı mı desek,iki hafta ya oldu ya olmadı garson kızla birbirlerini tanıyalı bazı kararlar almışlar:ailelerimizi tanıştıracağız,nişan yapacağız ve çok geçmeden evleneceğiz.
Özellikle arabaların arkasında şu atasözünü çok okumuşuzdur,acele giden ecele gider ve buna ek olarak diyorum ki ben de,evlilikte acele eden mahkemeye gider.Kör kütük aşık olduktan sonra evlenip senesine varmadan boşanma davası açan o kadar çok çiftler var ki...Bir nefes alıp vermenin bile,bir lokmayı çiğnemenin bile zamanı yok mu?
"Ben sevdiceğimin yanına gidiyorum."diyor tam işin yoğun olduğu sıralarda:
-Gitme,diyorum,başlıyor...
-Bizim mutluluğumuzu istemiyor musun?
-İstiyorum da...
-Yoksa bizi kıskanıyor musun?
-Kıskanmıyorum da...
Tecrübe,parayla satın alınsaydı herkes varını yoğunu ortaya koyup alır ve yaşamak zorunda kalmazdı.
-Ne kadar seversen o kadar nefret edersin,diyorum,boynunu büküp saçmaladığımı düşünüyor.