Gündüz İle Gecenin Aşkı
Eski zamanlarda gündüzle gece gün batımının ve gün doğumunun tam kesiştiği 5 dakikada birbirlerine rast gelirmiş. Bu 5 dakikada gündüz geceye gece gündüze âşık olmuş. Ama tek sorun bu âşıklar bir türlü kavuşamıyormuş. Biri gelince diğeri hep kayboluyormuş.
Günler hatta aylarca bu böyle sürmüş. Gündüz ışığıyla, gece simsiyah karanlığıyla yaşamış aşkını. Gündüz hep güneşe, çiçeklere ve böceklere anlatmış aşkını. Gece ise gökyüzündeki pırıl, pırıl parlayan yıldızlara. Ama sonunda hep kavuşamamanın hüznü varmış. Bir gün güneşin aklına bir fikir gelmiş. Tam batacağı ve gündüzle gecenin karşılaştığı o 5 dakikada buluşun ve 5 dakikada olsa yaşayın aşkınızı doya doya demiş. Bu fikir ikisinin de aklına yatmış. Ve anlaşmışlar her gün güneş batarken ikisinin de yollarının kesiştiği tam o 5 dakikada yaşamışlar aşklarını. Gece olduğunca karanlığıyla gelmiş, gündüzse ışıl, ışıl parlıyormuş. Ve her gün 5 dakikada yaşıyorlarmış aşklarını.
Hani bazen güneş batarken gökyüzünde bir kızıllık olur ya işte o an gündüz ve gece doyasıya yaşarlar aşklarını. Işığın ve karanlığın birleşmesiyle oluşurmuş o kızıllık. Hep aşk kelimesini duyunca aklıma gündüz ve gece gelir. Aşkı yaşamak için senelere gerek yok derim. Aşkı yaşamak için 5 dakika yeter. Sen o 5 dakikada seveceğin doğru kişiyi bul ve onu hiç bırakma.
Gönülden kutlarım öykünüzü Süleyman Hocam. Çok içtendi, anlamlıydı. Böyle daha nice güzel eserlere.
Bazen yazmak çok şeyi barındırır geride. Hele okura yazılanları geçirmek apayrı bir durum. Aşkı yaşamak güzeldir. İyi anlatım... kutlarım güne değen yazınızı, nicelerine...