Hayatın Tadı
Her zamanki gibi yüksek topuklu kundura ayakkabıyla kahveye girip o gür sesiyle selam verdi kıran kırana oyun oynayanlara:
" Selamünaleyküm."
" Ve aleyküm selam,"dediler başlarını masadan kaldırıp kapıya doğru bakarak.
Aynı köşeye aynı masaya aynı sandalleye oturdu bacak bacak üstüne atarak.Kahveci yaklaştı yanına avuçlarını ovuşturarak.
"Hoş geldin abi."
"Hoş bulduk yiğen,var mı bir yaramazlık?
" Yok abi, bir şey ister misin?
" Taze çayın var mı?"
" Olmaz mı abi yeni demledim on dakika önce."
"Benden herkese çay..."
Şakacı adamdı,çay paralarını öderken kahveci ile şöyle konuşma geçiyordu aralarında:
- Eksik abi bu para.
- Neresi eksik,çay parası işte.
- Bak,kendi ağzınla söylüyorsun çay parası, şeker parası nerde?
-Ne şekeri?
- Çaya attığın şeker,bir bardak çaya dört tane küp şeker atıyorsun bence sen çay parasını bırak, şeker parasını ver!
- Ne hayatın tadı var ne ağzımın tadı var yiğen dünden beri dişim ağrıyor zaten bari çayın tadı olsun.