Hıçkırık
Güneşli bir pazar sabahında balkona çıkıp pijamalarıyla kahvaltı yapan Ali amcanın keyfine diyecek yoktu,sofrada sadece kuş sütü eksikti,torununun başını okşayarak: "Sen her gün bizde kal olur mu küçük paşam,bak,anneannen neler neler hazırlamış senin için,sen olmasaydın beni aç bırakırdı."derken bıyık altından gülüyordu. Bir kaşık çorbasından içtikten sonra ekmeğin yumuşak kenarından koparıp bol domesli ve bol tereyağlı mis gibi kokan menemene bandırıp ağzına götüreceği vakit hıçkırık tutmasın mı? Küçük paşası komutlar vermeye başladı dedesine: "Dede,yukarı bak ve nefesini tut!" "Ağzınla nefes al dede,ben öyle yapıyorum geçiyor." Ali amca hanımına dönüp kendisini korkutmasını isteyince hanımından öyle bir cevap aldı ki az daha yüreğine inecekti: "Hamileyim!.." Ertesi gün küçük paşası,babasına şöyle diyordu: "Baba,duydunuz mu anneannem hamileymiş..."