İlahi Adalet
Sapanla attığı taş havada kısa bir yay çizdi. Ardından tak diye bir ses duyuldu. Taaak sesi bütün vadiyi şöyle bir dolanmış ardından taşı atanın kulağına geri gelmişti. Yüzünde yılışık bir gülümseme ile yanındakine baktı.
-Vurdum bak gördün mü?
Yanındaki ise omuz silkti.
-Nereden belli vurduğun?
-Oğlum taakkk sesini duymadın mı?
-Taş taşa çarptı. Vursan öyle mi ses çıkar?
-Nasıl çıkarmış ya?
-Taş ete değerse tıkkkk yapar. Senin attığın taakk yaptı.
-Oğlum bak valla döverim seni.
-Babama söylersem seni çükünü keser. Babaeea...babeaaa...
-Tamam len. Bağırma,gel gidip bakalım. Ama vurmuşsam alırım misketlerini.
-Anneme söylerim...
-Hay ben senin...
-Anneaa küfür ediyor.
-Oğlum benle oynuyor musun oynamıyor musun? Giderim bak Hacı İsmail amcanın torunuyla oynarım.
-Anneeaa! Yok bişey...
-Hah şöyle akıllı ol. Hadi annene söyle salçalı ekmek yapsın bize. Oynamam bak.
-Anneea Hasan salçalı ekmek istiyooo.
-Oğlum benim adımı niye söylüyorsun. Bak şimdi vermez.
-Anneaa Hasan istemiyormuş, ben istiyormuşum.
-Vallaha taş atıp kafanı yaracağım.Allah'tan ananın kulakları az duyuyor. Hadi gidip bakalım vurmuş muyum?Koş...
İki çocuk koşarak taşın düştüğü yere geldiler. Hasan şöyle bir etrafına baktı. Yerde biraz tüy bir kaç damla da kan vardı. Göğsünü şişirerek bağırdı.
-Gördün müüü? Vurmuşum işte...
-Hani yok.Nerede? Güvercin nerede?
-Oğlum her yer kan olmuş ya. Kesin buralarda bir yerdedir. Anama fasulye yaptıracağım o kuşla.
-Bu yana doğru seğirten Kuşçu Muhittin abi değil mi?
-Vallaha o.
-Ya elindeki beyaz şey?
-Benim vurduğum güvercine benziyor ama. Abooov len biz yoksa kuşçu Muhittin'in taklacı güvercinleri mi vurduk?
Küçük olan omuz silkti.
-Bana ne. Bana ne. Ben vurmadım ki. Muhittin abi ben vurmadım ki, aha şu Hasan vurdu.
Hasan öfkeli gözlerle küçük arkadaşına baktı.
-Ne söylüyon lan! Hani biz kankaydık. Kaç kaç geliyor.
Muhittin elinde yaralı güvercin koşarak yaklaşmaktaydı. Hasan'ın hızla dere yatağına doğru kaçtığını görünce yerden bir taş aldı. Ardından fırlattı. Tıkkk diye bir ses duyuldu. Küçük arkadaşı kikir kikir gülüyordu.
-Demedim mi sana ete vurursa tıkkkk diye ses çıkartır.
Hasan bir yandan dere aşağı koşuyor, diğer yandan sırtına gelen taşın açısından olacak uluyarak ağlıyordu...