Kendinde Sönen Alev-1
Aynanın karşısına geçmiş, ağlamaktan şişmiş gözlerine bakıyordu.Bal rengi gözleri, üstündeki yeşil kazağın rengine bürünmüş, güneş ıslak siyah kirpiklerinin kuytusunda çoktan batmıştı.
Kendini çok çaresiz ve berbat durumda hissediyor, gözünden akan yaşları durduramıyordu . Sanki gök delinmiş, bulutlar göz pınarlarından sağılıyor, hıçkırıklarından göğsü körük gibi kalkıp iniyordu .Eğik başını, hafifçe yukarı doğru kaldırdı karşılaşacağı görüntüye kendisini önceden hazırlamak ister gibi göz kapaklarını yavaş yavaş araladı ve aynadaki feri gitmiş gözlerine daldı.
''Ağlamak bana yakışıyor ''diye geçirdi içinden , nefesinden buharlaşan aynayı okşarcasına sildi ,tek tek yüz hatlarını inceledi Otuzlu yaşları çoktan geride bırakmıştı. Çizgiler yüzüne vaktinden önce yerleşmiş göz kenarlarında oldukça belirgin bir hal almaya başlamıştı. Kaz ayak çizgileri görmemezlikden geldi, ''kaşlarımı almalıyım'' diye düşündü. Dağılan saçlarını tepesinde toplayınca gözleri yukarı doğru çekilmiş çizgiler de kaybolmuştu. Bu haliyle kendini daha çekici buluyordu .Yaşlarından ıslanan kazağını aşağıya doğru çekiştirerek düzeltti. Bir gazeteciyle röpörtaj yapacakmış gibi ıslak peçeteye önce burnunu sildi , arkasından boğazını temizledi, aynaya bakarak ,aralanan titrek dudaklarından beklenmeyen ,erkeksi kalın sesiyle ''ben bunları haketmiyorum'' dedi. Yansımadan cevap gelmedi .........
...Allah'ım yoksa deliriyormuyum ?...
...Şu derbederliğime bak ;bir de düşündüklerime... .bu gel-gitlerde neyin
nesiydi böyle, onbeş sene önce herkesin peşinden koştuğu ,mahallenin delikanlılarının paylaşamadığı Songülmüydü bu ? Ne kadar da zavallı görünüyordu, etrafına bakındı şu eşyaların dili olsa da anlatsaydı çektiklerini, kendine acıdı gözyaşları yeniden hücuma geçmişti. Kalktığı sandalyeye yığılıverdi; muhabir ise aynanın sırlarında çoktan kaybolmuştu.Son demine kadar ağlayacak ağlayacaktı , içindeki çaresiz çocuk büyüyene kadar'' çökmüş omuzlarını hafif dikleştirdi.... çocuklar okuldan gelene kadar bir sakinleşebilsem diye düşündü'' bir daha beni kimse ağlatamayacak çocuklarımı üzemeyecek.''....''ah kadersizim'' diye hayıflanan annesinin sesi yankılandı kulağında ,.''Kaderim mi ? Kaderim felan değil ''dedi çok uzaklardaki annesine,
..Bu deli adamı başıma kendim musallat ettim...
...Kendi akılsızlığım... .
Artık içinden konuşmuyor kelimeler dudaklarından sesli dökülüyordu sonra aynaya dönerek ''hayır, bu böyle tabiki devam etmiyecek ''düşmemek için sandalyeyi sertçe kavradı. Hiçbir şey için geç değil dedi, aynaya diklenerek ...sil baştan yeniden başlıyabilirim.
Perde aralığından buluta saklanmış kış güneşi nihayet görücüye çıkmış kız gibi Songül'e gülümsedi. Biraz içi aydınlanmış kafasındaki kara bulutlar dağılmaya başlamıştı .çok uzun sürmedi ,güneşin içeriye bakmasıyla geri çekilmesi bir olmuştu.
'' O da dayanamadı sana .'' diyen tiz bir ses çınladı beyninde, vücudunu ürperdi sarmıştı, eski kırık dökük çerçevelerin arasından esen rüzgar alev alev yanan vücudunu yalayarak, çıplak taştaki ayaklarını hedeflemişti evin içi birden buz gibi olmuştu ne kadar da soğuktu..... sobaya kömür atsam mı ?atmasam mı ?.diye .biraz tereddüt yaşadıktan sonra, küçük bir poşet kömürü sobaya boşalttı köz sönmek üzereydi maşayla azıcık karıştırdı ,köz alevlenivermişti bile, yarına kömür yoktu ''boşver ''dedi içinden yarın
Allah Kerim,bu sömestirde herşey değişecek nasılsa baştan başlıyacağım en baştan ........
Evini göz ucuyla koloçan etti elde tutulur eşya yoktu. Yerde silkelenmekten kenarları sökülmüş , onbeş senelik kilim ,sobanın üstünde asılı, yıkanmaktan ağarmış divan örtüleri vardı.Bakışları ,sağa sola çarpmaktan yamulmuş güğümü es geçerek karşılıklı iki divanın başucunda duran televizyon, birin de halen oturmakta olduğu dört sandalye, sallanmasın diye kırık ayağının birine karton sıkıştırılmış eski bir masa ve hepsini kucaklayan, boyaları yer yer dökülmüş soluk pembe badanalı duvarlarda asılı kaldı.....
ŞERİFE HANIM SİZİ YÜREKTEN KUTLUYORUM KALEMİNİZE SAĞLIK👍👍👍👍