Kravatttt Vayyyy Kravattt
Öhö öhö ve de öhöööö!
Hakim ve savcı ile avukatlar sanıklar mahkemede ki yerlerini alırlar...
Tak tak tak tak tak tak tak ve de takkkkk...
- Sanık İsmail oğlu Zahrettin Alırkaçar daha önce de bir dolu suç işlemişsin. Gasp, hırsızlık, kadınlara tacizde bulunma gibi...
- Evet hakim bey... Ama bir sor, sor niye yaptım.
- Hah tam üstüne bastın kaldır ayağını... Biz de onun için buradayız. Soruyoruz şimdi sana niye yaptın?
- Şeytana uydum Hakim bey...
- Yani ne demeye getiriyorsun? Beni değil şeytanı mı müebbette mahkum edin diyorsun...
- Olursa ne güzel olur. Hakim Amca bak takım elbise ile kravatım da var.
- Ne oluyor takım elbise ile kravat takınca...
- Üçte biri infazdan düşer dedilerdi koğuşta ki arkadaşlarım...
- Öyle mi diyorsun?
- Yani az yatar çıkarım diye düşünmüştüm.
- Az yatmak sana yaramıyor be oğlum.
- Neden Hakim Amca?
- Çıkınca ayni haltları yersinde ondan.
- Ama kravatım da var takım elbisemde
- Olsun benim de var takım elbisem kravatım. Ben suç işliyor muyum?
- İnfazdan bir on sene indir be hakim abi...
Mahkemeye ara verilir öğle tatili dolayısıyla, daha sonra devam edecektir...
Tak tak tak tak tak tak tak ve de takkkkk... Susuuuuuuunnnn!
Tekrar mahkeme başlar...
- Evet evladım anlat bakalım bayanı önce darp edip sonrada öldürmek maksadı ile ağır yaralamışsın? Niye yaptın?
- Hakim amca...
- Bak yine şeytana uydum deme çarparım ha!
- Ben de akıl yok Hakim abi akıl, deliyim ben hani derler ya ''Delidir ne yapsa yeridir.'' Ondan be Hakim Amca...
- İyi de dört yıllık üniversiteyi bitirmişsin...
- Bitirdim de kopyayla filan geçtim ben Hakim abi.
- Bak seeeeeen!
- He vallahi!
- Biz de yersek, tımarhaneye gider bir iki sene sonra elimi kolumu sallayarak dışarıda dolaşırım diye düşünüyorsun anladığım kadarıyla...
- Tam üstüne bastın ayağını kaldır be Hakim abi.
- Ama bir de sağlam raporu verirse sana doktor...
- Versin, kravatım ve takım elbisem var ama yine de...
- Olsun ulan kravatında takım elbisende ...
- Üçte biri infazdan düşmez mi?
- Düşmez düşmez... Bitti o iş...
- Ev hapsi filan versen olmaz mı?
- Olmaz katiyetle seninki ağır suç müebbet gerekir...
Suçlunun dizleri titremektedir. Adeta dizlerinin bağı çözülür...
- Sayın Hakim başkanım, canım abim...
- Yalakalığın lüzumu yok. Sana müebbet yolları gözüküyor.
- Yapma be abim sayın hakimim...
- Kanun maddesi açık ve net... Kadını öldürmek maksadı ile yaralamışsın...
- Kravat ve takım elbise ne olacak abi?
Biraz kravatının bağlarını gevşetir...
- Ne olacağı var mı boşuna takmışsın oğlum sen onu.
- Deme be, deme hakimim...
Tak tak tak tak tak tak... Herkes ayağa kalkar, karar...
- Sanık Zahrettin Alırkaçarın işlediği suçtan ötürü, ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmasına oy birliği ile karar verilmiştir...
Zahrettin'in başından aşağı kaynar sular dökülür...
Kravatını ve ceketini hızla çıkartıp yerlere atar ve üstünde tepinmeye başlarken ''Kravaaaaattt vaayyyy kravatttt! Hay ben senin gibi kravatında takım elbisenin de!''
Mahkeme bitmiştir...
Bu hayal olsa gerek. Ya da zamanın birinde diye başlayan masal olsa gerek. Maalesef artık günümüzde kravat iyi hal sebebi sayılıyor neredeyse. Hele ki kadına şiddet, tecavüz vs var ise ve kadın hafif açık giyinmiş ise kravata bile gerek yok. Direk beraat... Ne hale geldi. Tabi hepsini kast etmiyorum ama bir iki tanesi bile adalete güveni sarmak için yeterli...
İroni...
Ahmet abinin huyudur bu... Hep güldürürken düşündürür.
Saygılarımla....
İyi hal indirimi tekrar mecliste kanun kapsamında görüşülecekmiş. Kadına şiddetin kanun taslağı değişeceğine iyi hal indirimi kısmı değişiyor. İndirim beklenen ürünlerde indirime gidilmeyip kdv oran indirimi gibi bir durum oldu. Okurken gülümseten bir hikaye kaleminize sağlık...