Lağım Faresi
"Beni en çok üzen şey;bana yalan söylemen değil,bir daha sana inanmayacak olmam." Haftalardır yüzüne,herkese haykıra haykıra söylemek istediğim en güzel sözü,Victor Hugo söylemiş,kimbilir ona da kimler söyletti acaba...
Yalanın,kandırmanın ve aldatmanın büyüğü küçüğü olmadığı gibi şakası da olmaz;yıkar,kırar,dağıtır,acıtır,ağlatır...Ablama geçen hafta,sizi ben bir aile gibi görüyordum diye dert yanmış, yukarıdaki şahıs, kendime söz veriyorum artık bundan sonra kimsenin timsah gözyaşlarına aldanmayacağım,kimsenin arkadaşlığına ve dostluğuna da.
Bugün evde tamirat vardı ve banyoyu kırıp dökmüşler, kesilmeyen bir su sızıntısı günlerdir rahatsız ediyordu.Zavallı anam:
-Her yeri kırdılar oğlum,yarın da geleceklermiş ev sahibi söyledi,deyince boğazım düğümleniyor,küçük bir çocuk misali başımı öne eğip düşüncelere dalıyorum,ah be anam,neyimizi kırmadılar ki?
"Annemlerdeydim akşam."derdi muamma..
"Arkadaşlarda yemekteydim."derdi muamma...
"Hafta sonları ev temizliğine gidiyorum."derdi..
Bu evden de bu mahalleden de hatta bu şehirden de sıkılıyorum artık,önceleri evden çıkasım gelmezdi hava almak için bile olsa,şimdi ise ayağım dönmüyor sanki birisi başıma silah dayamış zorla getirtiyor.
Bütün bunları neden yazıyorum,niçin,kim için yazıyorum bilmiyorum ama yazmanın,unutmak için bir metod olduğuna da inanıyorum,hem iki yüzlü değil hem yalancı değil,ağzı var dili yok kağıdın ne yazarsam yazayım itiraz etmiyor hakiki dost bu olsa gerek....
Gecenin geç bir vaktinde mesaj atmıştı, eve lağım faresi girmiş diye, korkuyordu, misafirin geldi mi gelecek diye de espiri konusu olmuştu aramızda,neyseki kapan kurmaya gerek kalmadan zehirlemeyi başarabilmiştik onu.
Böyle yağmurlu bir gecenin sabahında görmüştüm onları,o günden beri yağmurlu havalar bunaltıyor ruhumu,gözyaşım gibi tane tane inince pencereme,elimi açıp dua ediyorum rabbime:
"Allah'ım,bizi,içi dışı bir olan insanlarla karşılaştır, şeytan ve şeytanlaşlaşmış insanlardan uzak eyle."
Şimdi daha iyi anlıyorum asıl lağım faresinin kim olduğunu....