Mart Aşıkları
Sağlıklı bir yaşam için uykunun zamanında ve yeterince alınması elbette çok önemli,yoksa bütün gününüz ziyan olur;dikkatsizlik,isteksizlik,asilik,sarhoş gibi dengesiz hareketler vs. Uyku bir nevi hem ruhumuzun hem de bedenimizin şarj edilmesi aslında,organlarımız daha rahat çalışma imkanı bulurken ruhumuz ise rüyalar sayesinde seyahata çıkmış oluyor.
Bugünlerde bizim mart aşıkları boy göstermeye başladı caddenin çeşitli kuytu köşelerinde,özellikle komşunun bir kamyoneti var onun arkasını mesken bellediler.Gündüz ses seda yok ama gece saat ikiyi veya üçü gösterdiğinde bizimkiler iş başında.Kim rahatsız olmaz ki bu durumdan,kulakları ağır duyan nineler bile rahatsız onların da dişleri kıl kesiyordur ama ne çare?
"Utanıp sıkılmak yok mu sizde,gidin başka sokaklara,soysuzlar," diye içlerinden geçmiyor değildir.
"Sevgilisi olanlar var,olmayanlar var, bu sizin yaptığınız hangi vicdana sığar."
"Mademki bu pisliği yapıyorsunuz neden gürültü çıkararak el alemi ayağa kaldırıyorsunuz,siz mutlu olurken onları huzursuz etmeniz hangi akla mantığa sığar?"
"Sevenleri ayırmak günahtır ama herşeyin de bir yolu yöntemi vardır."
"Arada bir olsa,şeytana uymuşlardır, deyip doğal karşılarız ancak her gece olunca alışkanlık mı yaptı acaba,yoksa bizleri sıcak yatağımızda uyutmamaya and mı içtiler."
"Herkesin aşkı da günahı da kendinedir sana ne oluyor,kıskanma," diyebilirsiniz bana kızarak haklısınız,uykunuz kaçınca yorganın ve yastığın fayda etmediğini anlarsanız benim gibi,bana hak verirsiniz.
"Polise ihbar et," diyeceksiniz,polis gelene kadar onlar çoktan işlerini bitirmiş tüymüş olurlar oradan.
"Mahalle sakinleriyle anlaşın,nöbet tutun,kimseyi sokmayın sokağınıza," derseniz kimse dikkate almaz bunu:"Bana ne,kim ne yaparsa yapsın."derler bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın misali.
"O halde mahalle bekçisi sen ol,"diyeceksiniz ben ise tek başıma uykusuz kalmaya dayanamam ki her gece,yorgun düşüp hastalanırım.
" Ne halin varsa gör,"diyeceksiniz sonunda.
Bir gece,yine aynı saatte onların sevişme sesleriyle uyandım derin uykumdan,sinirim tepemde,ne yapacağımı bilemedim, bağırıp çağırmak nafile,yatağımdan fırladığım gibi küçük bir çakal taşını aldım ve üzerlerine fırlattım sanki düşman askerine atarmışcasına,büyük bir hınçla.Avcılığım pek iyi değildir ancak onları korkuttum ve kaçtılar.
Evet,kediler deyince üç şey aklımıza gelir genelde:nankör olmaları,dokuz canlı olmaları ve mart ayındaki aşkları.