Seminer

Toplantılar fırçalar,dedikodular,iftiralar,kıskançlıklar ve eğitimler hemen hemen her iş yerinin olmazsa olmazlarıdır.Saat onbeş otuzda bir seminerin olacağını ve herkesin katılması gerektiğini yaklaşık bir saat önce söylenmişti.Yaşınız kaç olursa olsun ve hangi işte çalışırsanız çalışın,eğitim ve öğretim asla bitmez.

Eğitim sevdalısı olarak bana "eğitim nerede başlar,"diye soracak olursanız ailede başlar derim ve devam ederim: " Eğitim ve öğretimin temel unsurları;dinlemek,düşünmek ve düşündüklerini uygun bir dille söylemekten geçer" derim.

Konferans salonuna vardığımızda üç beş arkadaş vardı,neyse bayan bir şef geldiğinde nezaketen ön sıralara oturmasını söyledik,perşembenin gelişi çarşambadan belli olur derler sıraya oturur oturmaz Murat Bey'e ikazda bulundu sanki aynen şunları söyledi gülerek o bayan arkadaş:

"Ben genelde bütün dersleri kaynatıyorum sadece Murat Bey'in derslerini kaynatmıyorum."

İki genç arkadaş kendilerini kısaca tanıtarak monitörü açılıp başladılar anlatmaya konu hijyen;bakteriler,virüsler,mikroorganizmalar,mantarlar...

Yaklaşık on beş dakika geçtikten sonra ilkokul öğrencisi gibi bayan şef parmak kaldırarak:

"Bir şey sorabilir miyim?" dedi,eğitmen zannetti ki konudan soracak:

"Tabii dedi,buyrun!"

"Monitöre bakmadan bunları anlatabilir misiniz?"

"Anlatırım ama vaktimiz kısıtlı olduğu için hızlı hızlı geçiyorum."

"Yani siz bunların ne kadarını biliyorsunuz,ordan okuyorsunuz sadece."

"Bana saygısızlık yapıyorsunuz şuanda."

"Hayır,saygısızlık yaptığım falan yok."

Onun yerinde başkası olsaydı,"çok biliyorsan kalk sen anlat," derdi onun küstahça sorularına küstahça cevaplar verir rencide ederek intikamını alırdı ama yapmadı.Diğer arkadaşına "sen devam et"diyerek kürsüden ayrıldı ve suyunu yudumlayarak köşeden seyretmeye başladı, belli ki çok kırılmıştı.

Mevkisi ve cinsiyeti ne olursa olsun bu şefin,konuşmacıya yaptığı itham kabul edilemez,her şeyin en güzelini atalarımız söylemiş:Sofrada elini,mecliste dilini sakla.