Bir Rüyaydı Sadece

Canı damarları çekilmiş bir yaprak düşüverdi,

Dili damağı kurumuş bir tulumbanın önüne.

Aralık kalmış bahçe kapısına dokununca rüzgarın eli,

Yağmurlara karşı yüzü pas tutmuş bakır tenli çıngırak ,

bir anda çınlatıverdi

Mazideki anıların sessizliğini.

Sabahın mahmurluğunu karşılarken mis kokulu yaseminler,

Ailenin en büyüğü manolya,

Tüm olan biteni izliyordu baş köşeden.

Gezintiye çıkmış sabah misafiri

bal arısı kahvaltı masasına kurulmuştu çoktan.

Kendisi için açılmış servisteki bal kasesine,

kafa üstü dalışa geçmişti bile

Lökür lökür.

Ya balkonun altında bekleyen

Sabahın diğer konukları.

Bahçenin Tarçın’ı ve Duman’ı.

Masanın bahçe köşesinde

Peynir tabaklarının servisini dört gözle beklemekte,

büyük bir saygı ve minnetle.

Ama ne bir bal kasesi

Ne de bir peynir tabağı

Ne bahçe kapısının çıngır çıngır sesi

Veya onları izleyen naif mi naif manolya.

Yıllara meydan okurcasına hatırlanan,

Ve bir daha asla açılmamak üzere kapanmış o kapının,

arkasında kalmış yaşanmışlıklar.

Bir rüyaydı artık,

Sadece bir rüya.

15 Ocak 2020 36 şiiri var.
Yorumlar