Dikeni Anlatan Bir Gül
sıkıntıyı kovamayınca
bir şarkıya sis doldurdu kocamış kent
şimdi şapkasıyla gözlerini örter aydede
daha bakamaz bizi zindanın oyuncuları yapan şeylere
güneş doğana kadar uyur, yarım
dibimiz gibi
ne çok kuyuyuz kuşlara özendiğimizden beri
Tanrısal melodiler biriktiren gök
yağmuru çağırdı , cilvesi yazdan çalıntı
zıtlaştığım için değil
birbirini tamamlayan fotoğrafız
ateşler içinde yanıyor gövdem
gölgem ,cin ürküten
kederim fırtınasız , ezdim ayaklarımla
çorabı kaçtı erkek sesli isyanımın
umursamadım
karanlıkta kalmış bir masal
dua üfledi sol yanına
kim sahiplenecek bu soruyu
cevaplamadım
kadeh kaldırdım
sigaramdan kaçan dumana
topraktan gelip topraga giden yalnızlığa
susamak bulaşıcıydı
susamak doğanın kanunuydu
sus uyorum
nazarlanıyor sesim
yavaş yavaş içimde eriyor kurşun
içimde kocaman bir metropolün patika özlemi
uzuyor
uzuyor
uzuyor
bilmediğim o köye varamıyor
tünel ezber değil suskunluk bir kaç yüzyıl
küflü bir yolculuğun ayaklarını onaran
şiirler okumalı şarkılar söylemeli
doğrulsun ve ilerlemeye başlasın ekmek ve aşk
sesimi bulduğumda aşığın olacağım
yüzünde gezineceğim
gülümsediği yerde dudaklarının
halaya duracağım
kaburgalarımı isteyeyim önce geceden
sızısına minder koyayım ah aldığım kalplerin
bir jilet gökyüzüne
önce sesim kanasın
sonra rüyalarım...
👍👍kaleminiz daim olsun efendim