O/nur/umsun
'geç kalmış bakışlara değerken tebessümüm,özürlenir kanadın yağmursuz bulutlara...'
ikliminde gözlerim baharına düşerken
düş erken midir doğumuna uykunun?
nur topu gibi bir sevdaya sancılanır gönül
oysa istibdat voltasında töre
oysa kurtarılmamış bölgelerde parkasız, üryan
ve ıssız adımlarım
kaçak göçek fısıldanır kulağıma üç kere adın
nur...nur...nur...
korkuların firara kursun bütün saatleri
ve yağmur ışıtsın kirpik uçlarını...
umut zamanlarında tedirginleşir tetik
namlusunda saçların barut savrulur
ve kavrulur
canhıraş feryatlarda nefes
parmaklarım üşür
çığlığım yüreğinle örtüşür
ismini sayıklarım sorgucu gecelere
nur...
dur ölme diyebilir misin nur?
engelleyebilir misin göğsüne yaslanan başımı?
ya kızıllaşarak akarsa yaşımı
ya da mağrur
bir kurşun gibi dikleşirse şu mezar taşımı
okşayabilir misin gözlerinle?
kurtulursan kaygılarından bir yolunu bulup
kanat çırptığın vakit hasretlerden kurtulup
bir bahar havasında
bir kartal yuvasında
beklenirsin nur...
korkma sakın
seni bensiz bırakmamanın mücadelesinde tüm inanmışlığım
hala sadakatinde sınanmışlığım
hala rüzgarlara tükürüyorum
ve hala uygun adımlarla nur'a yürüyorum...
sen o/nur/umsun
ben inadına seni çok seviyorum...
o/nur! hepsi burda saklı. şiir sizinle kalsın kutlarım