Pulsuz Mektuplar Koğuşu 2
azat, mahkumluğumun maviye bakan penceresi
sana yazmazsam, fırtınada savrulan yapraklarımı toplayamıyorum
doğrulmuyor bir an bile belim
bazen çöplük gibi hissediyorum içimin derinliklerini
biriken öfkeler infilak tehdidinde isyan bombasını
sen oku yeter
tezgahına kalemimden nakış nakış dökülen hüzün yumağını doku yeter
gün gelir, serersin bir dağ başına
üzerine umutları bağdaş kurdurup kaşık sallarız
muhabbetin ağulu aşına
azat, özgürlüğümün yasak lokması
gün başını alıp başka diyarları aydınlatmaya gittiğinde
yıllardan artık bir sızının mehtap gibi doğuşunu izliyorum
yürek denen uslanmaz çocuğun yıldızları yamalı gök bezine
elinde sivri fırçalarla yokluğun ve özlem denen yırtıcının resimlerini çiziyor
gecenin militan ressamları
ve illa gözlerinin gölgesi düşüyor ak kağıdın kara yüzüne
bir yok var ki ömür pazarında bir çok varı unutturuyor bazen
küfranı nimet korkusu sallayıveriyor iman beşiğini
Musa nın asası olmak istiyorsun işte o vakitlerde
Eyyüb'ün yaralarındaki kurt
Yakub'un kuyulara akan gözyaşı
azat, suyu koynunda saklayan yanardağım
sana baktım gözlerim yanıyor
dinledim, kulaklarım
dokundum, ellerim
sevdim, yürek evim
yangınları ebede taşımamak için bir tek kalemime sürüyorum kıvılcımları
tövbelerim küllenmemiş ateşin dumanıyla islenmesin
sana yazmazsam azat
varları unutturan yokun dalgalarında boğulmaktan korkuyorum
kelimeler belime sarılan can simiti
sen oku yeter
...
tebrik ettim gerçekten harikaydı :)