Sabah Kahvesi

Evvelin zamanın da kalbur üstü muhabbetler çalıyor
Zamana kapılıp gidiyorum
Sorgusuz mağrur bakışlarında bitiyorum
Kanun kıvamında bir zamanın melankolisi
Yasası tasadan sonra gelen
Muavin ağızlarındaki çırpınış
Geç saatlerde ki geyik lakırdısı
Sebepsiz umursamalar
Alınmalar zaman üstüne
Kansız ; göz ve nizam olmadan
Bahtsız sevmeler
Yasemin kokusunda terk eden
Bazısını hiçbirine takas etmeler
Üstü kalsın...
Haykıran sözlerin nakaratı söylediklerim
Hani özlem uçup gittiğinde ellerinde
Arkasından baka kalmak gözündeki yaşla
Seni bana bölmek elde kalanlarla da yeni sevdalara dalmak
Gülünç ötesi bu sözler
Bir takvim yaprağı yırttığım bu geçliğim
Şafak vakti bu bilmedim yer
Bu İstanbul mu yoksa; martı seslerinde ki İzmir sen misin?
Yoksa sen mi geldin ölüm bak;
Gün artık solmakta yeter bu karamsarlık
İçimden geçenler beynimde değil
Büyüdü karanlıklar hadi elini uzat
Bak göreceksin aydınlanacak karanlıklar
Benden ne kadar uzak olsan da.....

04 Ağustos 2008 111 şiiri var.
Yorumlar (1)