Tambur
evvelce aşka hürmet eden biri
başlangıçtan kopan ruhunun bitimsiz savrulmalarından birinde
kimi ruhların havadan hafifliği rivâyetiyle insanın tâbiata
tâbiatın uykuya
nefs'in nefese, demirin kılıca boyun eğmesinin
söylencesiyle
ilişmiş koşumsuz bir atın
en az yüz kere ayaklarının değdiği çölün kendini alt etmiş görünen susuzluğuna
yine de onu bekleyen bir hali varmış
neredeyse erimiş görünen ufak bir taşın
öğle güneşinin altında
var olan gölgesine hayalini saklanıp
son nefesini verecek gibi görünen bir semenderin çöldeki son iyiliği
tabiatın ona vereceğinin
bir uyku, bir rüya
toplamının ise iki gün önce düşen kuyruğu
olduğunu bilerek atmış narin gövdesini
kızgın kumların biçimlendirdiği tepelere
o vakit taksimsiz bir musiki
ağacın kılcal köklerine
Sudan önce yürümüş
yaprağın hışırtısını rüzgar sebeplense bile
eskiden kimsenin değilmiş o güz ağacına konan kış kuşunun bülbüle doğması
o günden sonra ellerini göğsüne koyan efsunlamış tarihi
belgisizce etrafında dönmüş arz
bir soru esnasında
denizler de tamamlanınca
sanki her şey değişmeyen bir musiki demiş
evvelce aşka hürmet eden biri.
Tambur... Şiir ismi ve muhtevası ile oldukça güzel kaleminize sağlık."evvelce aşka hürmet eden biri" nazarında takip etmek daha iyi bu şiiri sondan başa,baştan sona...
Konu güzel ve fakat,anlatıyı anlamadım, Tekrar okuyacağım ..
O kadar yormuşsunuz ki şiiri anlamak ne mümkün Bahar hanım