Yedi Meşaleciler
Yedi Meşaleciler, Beş Hececiler'e tepki olarak ortaya çıkmışlardır. Beş Hececiler'in şiirlerini sığ olmakla suçluyorlardı. Yedi Meşale adıyla ortaklaşa bir kitap çıkarıp bu kitabın önsözünde şiirle ilgili görüşlerini açıkladılar. 1928 yılında ortaya çıkan bu topluluğu oluşturan yedi sanatçıdan yalnız Kenan Hulisi yazardı, ötekiler şiirle ilgileniyordu: Yaşar Nabi Nayır, Ziya Osman Saba, Sabri Esat Siyavuşgil, Muammer Lütfi Bahşi, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok, Kenan Hulusi Koray.
Edebiyat dünyasında bir tıkanıklık olduğundan yakınıyor, kendilerini sanat aşkıyla çalışan gençler olarak nitelendiriyorlardı, ilkelerini "samimilik, canlılık ve devamlı yenilik" olarak açıkladılar. Türk şiirine yeni ufuklar açmayı hedeflediklerini ifade ettiler. Fransız Edebiyatını örnek alıp izleyeceklerini söylediler.
Yedi Meşaleciler hedeflerinin hiçbirini gerçekleştiremeden kısa sürede dağıldılar, eleştirdikleri Beş Hececiler'in devamı olmaktan öteye gidemediler. Sanatçılar bağımsız birer isim olarak çalışmalarını sürdürdüler.
Yedi Meşalecilerin Özellikleri ve Edebiyat Anlayışları
- 1928'de kurulmuştur.
- "Canlılık, samimiyet ve daima yenilik" sloganıyla hareket etmişlerdir.
- "Sanat, sanat için olmalı." anlayışını benimsediler, konuları alabildiğine genişletmek istediler.
- Olaylara daha gerçekçi yaklaştılar; iç dünyalarına, eşyaya izlenimci bir ressam gibi baktılar.
- Sürekli yenilik için buluş adını verdikleri yeni söyleyişlerin arayışı içine girdiler.
- Şiirlerde duygu ve hayalden çok gözlemi dile getirdiler.
- Heceyi geliştirmeyi amaçladılar.
- Paul Verlaine, Mallerma gibi Fransız şairleri örnek aldılar.
- Anadolu'yu yurtseverlik anlayışıyla anlatmayı düşünmüşlerdir; ancak pek başarılı olamamışlardır.
Yedi Meşaleciler
- Yaşar Nabi Nayır
- Ziya Osman Saba
- Sabri Esat Siyavuşgil
- Muammer Lütfi Bahşi
- Vasfi Mahir Kocatürk
- Cevdet Kudret Solok
- Kenan Hulusi Koray.
Yaşar Nabi Nayır
- Edebiyatımıza Yedi Meşalecilerle birlikte şair olarak girdi. Zamanla bütün edebi türleri denedi. Roman yazdı, manzum destan yazdı, inceleme ve gezi kitapları çıkardı, makaleler, fıkralar yazdı.
- Ancak edebiyatımızda bunlarla değil yayıncılığıma unutulmayacak olan sanatçı, asıl ömrünü verdiği Varlık dergisiyle anılacaktır. Onun adıyla özdeşleşen en önemli yapıtı hiç kuşkusuz kırk sekiz yılını verdiği bu dergidir.
- Şiirleri yazıldıkları dönemin biçim özelliklerini yansıtır. Ancak çevreyle ilişkileri olmayan, insan ve toplum üzerinde gözlemlere dayanmayan şiirlerdir bunlar. Yazarın iç dünyasını yansıtmaktan da uzaktırlar.
- Kahramanlar, Onar Mısra adlı şiir kitapları; Bir Kadın Söylüyor, Adem ile Havva adlı romanları; inkılap Çocukları, Köyün Namusu adlı oyunları; Atatürkçülük Nedir, Dost Mektupları gibi inceleme eserleri vardır.
Ziya Osman Saba
- Sanatçı, şiirlerinde çocukluk özlemi, anılara düşkünlük, ev - aile sevgisi, yoksul yaşamlara karşı utanç duyma ve acıma, Allah'a kulluk, kadere boyun eğiş, küçük mutluluklarla yetinme, ölümün yakınlığı, öte dünya özlemi gibi bireysel konuları işler.
- Dili gayet sade ve açıktır.
- 1940'a kadar hece ölçüsünü kullanmış, bu dönemden sonra serbest şiirler de yazmıştır.
- Şiirlerini Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak adlarıyla kitaplaştırmıştır.
- Hikaye kitapları yazmış ve Goncourt Kardeşler'den roman çevirileri de yapmıştır.
Sabri Esat Siyavuşgil
- Fotoğraf gözlemciliğiyle çevresini gözler ve izlenimlerini şiirine aktarır. Ancak Yedi Meşaleciler içinde başladığı şairliğe daha sonra veda eder ve daha çok çevirilerle ve inceleme yazılarıyla edebiyat hayatına devam eder.
- En güçlü yanı çevirilerinde görülür. Ancak kendisi mesleğinin psikoloji olduğunu ve mesleğine sadık kalabilmek için sevmesine rağmen şiir yazmadığını söylemiştir.
- Odalar ve Sofalar adlı şiir kitabının yanında inceleme eserleri ve roman çevirileri vardır.
Muammer Lütfi Bahşi
- Asıl mesleği avukatlıktır.
- Arapça ve Farsça bilen şair, Yedi Meşaleciler grubu içinde edebi faaliyetlerini sürdürdü.
- Edebiyat alanında çok fazla yapıt vermedi.
- Türk Akdeniz ve İlk Kurşun adlı yapıtları vardır.
Vasfi Mahir Kocatürk
- Halk şiirlerinin biçimsel özelliklerinden yararlanarak hece ölçüsüyle ulusal, epik, lirik şiirler yazmıştır.
- Manzum oyunlar da denemiş olan Kocatürk, bir sanatçı olmaktan çok, edebiyatla ilgili kitap ve araştırmalarıyla tanınmıştır.
- Tunç Sesleri, Geçmiş Geceler, Bizim Türküler, Ergenekon adlı şiir kitapları; Yaman, Sanatkar adlı oyunları; Yeni Türk Edebiyatı, Divan Şiiri Artolojisi, Türk Edebiyatı Tarihi adlı araştırma inceleme eserleri vardır.
Cevdet Kudret Solok
- Başlangıçta gençlik dönemindeki şiir anlayışının dışına çıkmadan hece ölçüsüyle, bireysel duygularını ve karamsar iç dünyasını dile getirmiş, sonra ölçüsüz fakat uyaklı şiirler yazmıştır.
- Kendi yaşamını da yansıttığı roman, öyküleri ve oyunları yanında onu daha çok tanıtan yapıtları, inceleme-araştırma eserleridir.
- Eleştirel bir yöntemle açıkladığı konuları, gelecek kuşaklar için hem aydınlatan hem tartışılabilecek olan bilgi kaynaklarıdır.
- Cevdet Kudret Türkçenin sadeleşmesini istemesine rağmen "Dilleri Var Bizim Dile Benzemez" adlı eserinde özleştirmenin sınırlanmamasının doğru olmayacağını, yüzyıllardır kullanılan yabancı sözcüklere karşılıklar bulmanın, ölü sözcükleri diriltmenin yararsız olacağını savunmuştur.
- Birinci Perde adlı şiir kitabı; Tersine Akan Nehir, Rüya İçinde, Kurtlar adlı oyunları; Süleyman'ın Dünyası adı altında topladığı romanı; Sokak adlı öykü kitabı; Örneklerle Edebiyat Bilgileri, Türk Edebiyatında Hikaye ve Roman, Orta Oyunu adlı inceleme eserleri, Türk Edebiyatı adlı ders kitapları vardır.
Kenan Hulusi Koray
- Edebiyat dünyasına adım atması öğrencilik yıllarına denk düşer. "Serveti Fünun" dergisinde yayınlanan ilk hikayelerinin ardından, aynı dergiye yazan diğer altı arkadaşı ile birlikte, edebiyatımızda "Yedi Meşaleciler" diye anılan topluluğu oluşturdular.
- Yedi Meşalecilerdeki tek hikaye yazarıydı. Yaşadığı sürede beş hikaye kitabı yayınlamış, "Osmanoflar" romanı ve kısa hikayelerinin bir çoğu gazete sayfalarında kaybolup gitmiştir.
- Gazeteciliğinin de etkisiyle küçük hikaye tarzını benimseyen Kenan Hulusi, Cumhuriyet döneminde korku türünde örnekler veren ilk hikayecidir.